This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Dedesi doğum gününde bir muhabbet kuşu alır torunu Hasan'a fakat kuş okadar huysuzdur ki.
Sürekli küçük çocuğun elini ısırır durur.Gagasıyla attığı güçlü ısırık darbeleri yara içinde bırakmıştır Hasan'ın parmaklarını.
Can acısıyla dedesinin yanına koşar bir gün ve parmaklarını gösterir. Dedesi...
66 yıllık ömründe, 4 çocuğunu ve eşini yitiren, yokluklarla, göçle mücadele eden ZÜBEYDE HANIM..
“Kır düşmüş sarı saçları, mavi gözleriyle o, yaşlı bir Mustafa Kemal'i andırıyordu. Rumeli şivesiyle konuşuyor, zeki bakışlı eski İstanbul hanımları giyinişinde bir hanımefendi idi. Durmadan...
14 Eylül 1934 - “Bak, Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı!”
1934 senesinin Eylül ayı. O yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı Ulus’ta. Bakan ise Zeynel Abidin Özmen.Bakan Özmen, makamında çalışırken kapı çalınır. Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’in yaveri, yanında iki çocukla makama girer. Yaver...
“Tarih öğretmeni çocuğa sormuş:
- Oğlum, Kartaca savaşını kim yaptı..?
Çocuk:
-Valla-billâ ben yapmadım hocam...’deyince tarih hocası sinirlenmiş, sınıfın kapısını çarparak çıkmış..
Matematik hocasıyla burun buruna gelmiş..
Matematik hocası:
_ Hayrola hocam..? Bu ne sinir..?
_ Sorma...’demiş...
Birkaç gün önce, evde çocuklarıma ders veren öğretmen hanımı çalışma odama çağırmıştım.
“Otur, Julia Vassilyevna” dedim.
“Aramızdaki hesabı kapatalım.
Her ne kadar şu anda paraya ihtiyacın varsa da, resmi bir merasimde bekler gibi bekleyeceğini ve bir türlü kendiliğinden gelip alacağını...
Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D. von Mikusch'un ''GAZI MUSTAFA KEMAL'' kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk'ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi. Yazdıklarından oldukça...
Kralın biri Sarayında otururken, pencereden sesler gelmiş.
''Güzel elmalarım vaaaaaar!''
Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. Etrafında müşteriler. Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış;
- Al sana 5 altın, koş bana elma al.
Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış;
- Al sana 4...
Birgün sultan, bahçıvanının yanına uğrayıp, kendisine hediye edilen tayı sorar.
-Bahçıvan efendi! Nasıl bizim tay?
-Asluhû nesluhû(aslı neyse nesli de odur), sultanım.
-Nesi var ki?
-Sultanım, asil bir tayın sırtına sinek böcek konduğunda bunları kuyruğuyla kovalar; ancak bizim tay, adeta bir...
Garsonun Ünlü Edebiyatçılarla imtihanı
GARSON: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk!
CEMAL SÜREYA: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın?
GARSON: Anlamadım efendim?
CAN YÜCEL: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak...
Anlatayım da öğrenin; Yolda giderken önümde yürüyen kişiden elli lira düştü.
Normalde bu tür durumlarda “paran düştü” diye uyarırım ama bu sefer şeytana uydum, parayı yerden alıp cebe attım.
Evde durumu hanıma anlattım.
O da “madem beleş para on lira daha kat da sinemaya gidelim” dedi.
Hafta...
Bugün hayatımda bir ilk yapacağım. Annnemle bizim; öyle sürekli öpüşüp koklaştığımız, toplum içinde birbirimizle paslaşarak methiyeler dizdiğimiz, edep perdesini kaldırıp adına arkadaşlık denen nahoş sohbetlerimiz yoktur.
Bizim dilini anladığımız sevgi demekle yapmak arasındaki bir yerlede...
Ankara’da havanın kapalı…
Sıkıntılı olduğu bir eylül akşamı…
Avrupa’nın üstünde savaş rüzgârları esiyor…
Çankaya Köşkü’nün havası hüzünlü…
Atatürk hasta ama…
Memleket meselelerinden ayrı kalmak mümkün mü?
Sanki yolun sonuna geldiğini hisseder gibi…
Akşamüstü saatleri…
Yanında…
Nuri Conker var…...
Yıl 1915. Marmarisli bir çoban keçilerini otlatırken, denizde boncuk gibi dizili karartılar görür.. Muhtara haber verir, oradan Kaymakama, oradan komutana giden haber İstanbul’a ulaşır. Bu karartılar bir Fransız gemisinin, limanda gördüğü Alman denizaltısına karşı döşediği mayınlardır...
Tanrı eşşeği yarattı
ve ona dedi ki:
“sen bir eşeksin. Sabahtan akşama kadar yorulmadan,
yakınmadan çalışacaksın ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın. Ot yiyeceksin az akıllı
olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın”.
Eşşek cevap verdi:
“50
sene böyle bir hayat için çok çok fazla, lütfen bana 20 yıldan...
Zalimliğiyle ünlü bir Kral, idam cezası verdiği iki mahkumdan birinin canını kendisini çok eğlendirecek bir yolla bağışlamak ister.Sonra iki darağacı kurdurur ve mahkumlardan ikisinede,omuzlarına basacakları, ve güvenebilecekleri birer kişi çağırmalarını ister.Birtaraftanda ülkenin bilge...
Yabani hayvanların doğada besin bulabilmelerinin ne kadar önemli olduğu malum.. Besin bulamadıkları ve barınamadıkları yerlerde onlarda durmazlar... İğde ağacı hem bir çok kuş ve yabani hayvana besin temin eder, hem de kışın bir barınak olur.. Ayrıca iğde ağacının meyvelerini insanlarda severek...
Neyzen Tevfik, ciğercinin önünden geçerken, parası olmadığı halde içeri dalar ve iki porsiyon ciğeri götürür, sonra garsonu çağırarak parasının olmadığını, sonra vereceğini söyler. Şef garson kabul etmez, ya parayı verirsiniz ya da bu gün bulaşıkları siz yıkarsınız der. Neyzen : “Öyleyse arka...