This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
YÜZBAŞI MUSTAFA KEMAL VE KURTLAR
11 – Ocak – 1905 yılında Mustafa Kemal, Harp Akademisini bitirerek Kurmay Yüzbaşı oldu. 24 yaşındaydı. Önce Selanik’e annesi ve kız kardeşinin yanına daha sonra da dayısının çiftliğine gitti. Çiftlikte iki gün kalacaktı. Mustafa Kemal o gece güzel...
KELOĞLAN'IN ABLASI CANAN
Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. Çalışmaktan hoşlanmaz, evde yan gelip yatarmış. Ara sıra bahçeye çıkar, çekirgeleri kovalarmış. Bahçede gördüğü akreplerin kuyruklarını keser, sonra da kuyruksuz akrebin kaçışını seyredermiş.
Günlerden bir gün Keloğlan...
KELOĞLAN İLE KEL OLMAYAN ADAM
Eski zamanlarda bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan yemek saatleri dışında evde eğlenmez gezermiş. Yakın köylere, kasabalara gider, arkadaş edinir, durup durup gerinirmiş. Yolda yürürken adıyla seslenip İbrahim diyenlere dönüp bakmaz, pire için yorgan yakmazmış. Bir...
HURDACININ AŞKI
Hurdacı genç el arabasıyla hurda toplamaya çıkmıştı: " Haydi, demir alırım, bakır alırım, alüminyum alırım, sarı alırım. " diye bağırıyordu.
Çok zengin, katları, yatları, köşkleri, fabrikaları bulunan bir ailenin kızı olan Hülya, üstü açık, spor arabasıyla köşkün bahçesinden...
KORKAK TAVŞAN
Orman kenarında bir Korkak Tavşan yaşarmış. Geceleri gizlendiği ağaç kovuğundan hiç çıkmazmış. Uyurken korkulu rüya gördüğü zamanlar kan ter içinde uyanır rüyasında gördükleri sanki gerçekten oluyormuş gibi titrer dururmuş. Günlerden bir gün yuvasından fazla uzaklaşmadan yiyecek...
KELOĞLAN ZENGİNLER ÜLKESİNDE
Zaman zaman içinde, zaman saman içinde, saman duman içinde, yaman bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan çok çalışkanmış. Çok çalışır, çok kazanırım umuduyla köyünden ayrılmış, şehre çalışmaya gitmiş. Günler, haftalar, aylar birbirini kovalamış, fakat Keloğlan...
YAŞLI DEĞİRMENCİ
Uzak, çok uzak şehirlerden birinin çok fakir bir köyü varmış. Bu köyün adı da fakir köymüş. Fakir köyün toprağı çorak, havası kurakmış. Bitki yetişmez, hayvan barınmazmış. Hal böyle olunca köydeki herkes bir dilim ekmeğe muhtaçmış. Bu köyde fakir ve yaşlı bir değirmenci varmış...
KURBAĞACIK
Ormanlık bir bölgede bulunan bir su birikintisinde yaşamakta olan kurbağacık arkadaşı olmadığından yakınıyordu. Bu kurbağacık vaktinin çoğunu su birikintisinde yüzerek geçiriyor, bazen de sudan çıkıp, çimenlerin üstünde zıplayarak geziniyordu. Her gün bir önceki günün tıpatıp...
KÜÇÜK ÇOCUK
Gözlerinde inci, yüreğinde sancı
Karanlıkta kaybolmuş ağlıyor küçük çocuk
Belki evin yokmuş senin, anan-baban yokmuş senin
Kimselerin yokmuş senin, belki seni hor görmüşler
Ne olursa olsun, olsun, ne olursa olsun
Zaman akıp gidecek, günler gelip geçecek
Belki bir gün gelecek...
Bir babayiğit ki, ama ne babayiğit: Bir sek seni geçen boyu, oldukça kaslı vücudu, güçlü kolları, anadan sürmeli gözleri.. tam bir Anadolu delikanlısı.
Köylü çocuğuydu ama kendi köyünde pek eğlenmez, gezerdi. Bazen yürüyerek giderdi, bazen atla giderdi. Başka köylere giderdi, kasabalara...
YAKIŞIKLI GEYİK
Tibet munçağının Hani adında bir papağanı vardı. Munçak, Hani’yi satmak istiyordu fakat kimse Hani’yi almaya yanaşmıyordu. İşte, az önce tavşanın biri Hani’yi satın almak istemiş ama Hani olur olmaz yerde söze karışarak bu satışı engellemişti. Tavşan gittikten sonra...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI - KARGA PEŞİNDE* *
Annem ve iki kız kardeşim ile birlikte dayımın çiftliğine gittik. Akşamüstü çiftliğe vardığımızda dayım ve eşi bizi çok candan bir şekilde karşıladılar. Hal-hatır sormalardan, iltifatlardan sonra akşam yemeği yendi. Yemekten sonra bir saat kadar...
GÖLGESİYLE YARIŞAN TAY
At yarışlarının yapıldığı şehir hipodromu çok kalabalıktı. Tribünler tıklım tıklım doluydu. Her pazar günü olduğu gibi, bu pazar da birinci olana büyük ikramiyenin verildiği yarışlar yapılacaktı. Birincilik için en büyük aday Kara Bomba isimli attı. İki yıla yakın bir...
Uzunlukları birbirine eşit üç doğru bir araya gelip bir eşkenar üçgen oluşturdu. Ben bu eşkenar üçgenin içine iki göz ile bir burun ve bir ağız çizdikten sonra kulaklarını ekledim. Meydana gelen şekil bir insan başına benzedi. Şekle en basitinden gövdeyle, kollar ve bacaklar da çizerek insan...
Genç kaplan kafesinde, demir parmaklıklar ardında, sinirli ve hızlı adımlarla gidip geliyordu. Nedense bugün yüreğini sanki dikenli tel halatıyla sıkıyorlardı. Bu kafese kapatıldığından beri güneş birçok kereler doğup batmıştı. Bir aylık ya vardı ya yoktu. Ormanda gezintiye çıktığı gün avcılar...
KAVUKLU İLE PİŞEKAR
Kavuklu: Dün hekime gittim.
Pişekar: Sonra ne oldu?
Kavuklu: Baktı, etti.
Pişekar: İlaç verdi mi?
Kavuklu: Vermedi.
Pişekar: Demek ki bir derdin yokmuş.
Kavuklu: Bir derdim yok, iki derdim var.
Pişekar: İki derdin mi? Senin ne derdin var ki?
Kavuklu: Tarla, bahçe, inek...
Gizem dolu, sır dolu, pek çok bilinmezliklerle dolu kainatın bilmem nerelerinde sessizce dönüp durmakta olan sevgili dünyamız. Üzerinde yaşamalarına, hayat bulmalarına, barınmalarına olanak tanıdığın on binlerce yıldan beri her şeyi ile belki de sadece sende var olan canlı varlıklar. Özgün...
Yıl 1921
Anadolu düşman kuvvetleri tarafından kuşatılınca, Mustafa Kemal, Türk Ordusu'nu, Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekmiş. Burada 1.5 yıl genel bir taarruz için, hazırlık yapmış. Bu hazırlıklar sırasında şehirlerden, kasabalardan, köylerden, Mustafa Kemal'in çağrısına uyarak gelen binlerce...
Bundan yıllarca önce gökbilimine meraklı bir padişah yaşarmış. Vaktinin çoğunu sarayın yanına inşa ettirdiği gözlemevinde geçirirmiş. O zamana kadar gökyüzü, yıldızlar, uzay, astronomi hakkında yazılmış ne kadar kitap, çizilmiş ne kadar harita varsa bunları mutlaka kitaplığında bulundurmak...
SARI OTOMOBİL
Bir gün sarı otomobil yolda giderken, benim hiç arkadaşım yok, dedi. Bebek arabası, beni kimse itmese ben nasıl giderim, dedi. Yeşil bisiklet, sahibim balık tutuyor, pedallarımı çevirmese ben nasıl giderim, dedi.
Sarı otomobil beyaz gemiyi gördü ve ona arkadaş olalım mı, dedi...