- Katılım
- 26 Ocak 2013
- Mesajlar
- 4,225
- Tepkime puanı
- 130
- Puanları
- 63
Bir Osmanlıca Harıkası:
Sarıklı hoca, medresede ders anlatırken, genç mollalardan biri parmak kaldırmış:
"Susadım hocam!"
Hoca sinirlenmiş: "Öyle denmez... Derûnum âteş-i nâr ile püryân idigünden, bir kadeh lebrîz âb-ı hoşgüvâr, nûş eyleyerek, teskîn-i âteş ve bu sûret ile iktisâb- ı ferâh-ı bî-şumâr eylemeliyim... demeliydin...
Cahiller gibi susadım, demek olur mu?"
Aradan zaman geçmiş, bir gün sınıftaki mangaldan sıçrayan bir kıvılcım, gelip hoca efendinin sarığının kıvrımına girmiş...
Genç molla hemen parmağını kaldırmış: "Ey hâce-i bî-misâl, v'ey üstâd-ı zî-kemâl, bu şâkird-i pür-ihmâl, şol vechile arz-ı hâl eyler ki; bu hikmet-i müte’âl, nâr-ı mangaldan bir şerâre-i cevvâl pertâb ile ser-i âliyyü’l âlinizdeki sarığı iş'âl eylemiştir."
Hoca, elini sarığına atar atmaz, sarık tutuşur, hemen pencereden fırlatır: "Bre mel'un, sarığın tutuştu desene!"
Genç molla da: "Aman hocam, cahiller gibi, yandı, tutuştu denir mi?" demiş.
Sarıklı hoca, medresede ders anlatırken, genç mollalardan biri parmak kaldırmış:
"Susadım hocam!"
Hoca sinirlenmiş: "Öyle denmez... Derûnum âteş-i nâr ile püryân idigünden, bir kadeh lebrîz âb-ı hoşgüvâr, nûş eyleyerek, teskîn-i âteş ve bu sûret ile iktisâb- ı ferâh-ı bî-şumâr eylemeliyim... demeliydin...
Cahiller gibi susadım, demek olur mu?"
Aradan zaman geçmiş, bir gün sınıftaki mangaldan sıçrayan bir kıvılcım, gelip hoca efendinin sarığının kıvrımına girmiş...
Genç molla hemen parmağını kaldırmış: "Ey hâce-i bî-misâl, v'ey üstâd-ı zî-kemâl, bu şâkird-i pür-ihmâl, şol vechile arz-ı hâl eyler ki; bu hikmet-i müte’âl, nâr-ı mangaldan bir şerâre-i cevvâl pertâb ile ser-i âliyyü’l âlinizdeki sarığı iş'âl eylemiştir."
Hoca, elini sarığına atar atmaz, sarık tutuşur, hemen pencereden fırlatır: "Bre mel'un, sarığın tutuştu desene!"
Genç molla da: "Aman hocam, cahiller gibi, yandı, tutuştu denir mi?" demiş.