YuSuF
Paylaşımcı Üye
- Katılım
- 15 Eyl 2014
- Mesajlar
- 227
- Tepkime puanı
- 17
- Puanları
- 18
Yine nabzımızı en az iki katına çıkaran bir başlıkla karşınızdayım. İlgi neydi, birim olarak ne kadar ilgilenmeliyim, benimle kim ilgilenecek gibi sorular eşliğinde gözün altında bir damar atmaya başlar ve muhtemelen büyük savaşı başlatacak cümle çıkar ağızdan: Daha ne yapayım yahu?
İlk slayt gösterisi
O bahsettiğim “Daha ne yapayım yahu?” cümlesinin sonrasını yazmaya gerek yok. Özellikle yeni başlayan bir ilişkinin ilk zamanlarındaysanız hemen flört döneminde yaptığınız komplimanlar, yazışmalar önünüze bir slayt gösterisi olarak getirilecektir. Muhtemelen başlıktaki cümle kurulduğunda sizin çok sevdiğiniz ve onun hiç sevmediği bir şeyi yapıyor olduğunuzdan (maç izlemek, arabanızın bir üst modelinin teknik özelliklerini incelemek gibi) belgesellerde gördüğümüz, iki gözüyle iki farklı yere bakan kuşlar gibi, iki tarafla da bağı koparmamaya çalışırsınız. Ve son darbe de gelir: Bak hâlâ beni dinlemiyorsun!
Sen Teoman mısın?
Peki kadınlarla ne zaman ve ne kadar ilgilenmeliyiz? Şahsen bunu bilseydim sizinle paylaşmaktan gurur duyardım ama söyleyebileceğim tek şey; istedikleri zaman ve istedikleri kadar olabilir. Sizinle flörtleşirken anlattığı, bir önceki sevgilisi Teoman’ın aşırı ilgisinden sıkılmasını sakın dillendirmeyin, “Sen Teoman mısın?” kontrasını yer ve başınız öne eğik bir biçimde santra yaparsınız.
Politikacı Nil, bir nevi
Bir başka akla gelen ama söylenmemesi gereken şey de “Canım şu an seninle ilgilenmek istemiyor”dur. Tam olarak bunu düşündüğünüz halde, söylemeniz durumunda yeni bir ilişki için evlilik programlarına muhtaç olacağınız bu cümleyi, kadınlar sadece “single” olduklarında çok doğal bulurlar. “Sevgilim sıkıldığında bana söyleyebilmeli, arada ayrı takılmamız lazım, ben yapamam öyle” diyen o Nil Karaibrahimgil gibi kız, sevgilisi olduğunda standart bir politikacı gibi tüm vaatlerini unutacaktır. İşin ilginç yanı, bu pazar seçim olsa yine ona oy verirsiniz.
Ne alakası var!
Bir başka değinilmemesi gereken konu da kadının kendine özel yapısal değişikliklerine gönderme yapmaktır. Her kadın ortada bir sorun yokken ve kendi aralarında konuşurken regl olmanın ruhlarında yarattığı sarsıcı durumdan ve büyük değişimlerden bahsedebilir ama sizinle ettiği kavgada bunu gündeme getirirseniz karşılaşacağınız şey “NE ALAKASI VAR!” olacaktır. Bakın büyük yazdım, dikkatinizi çekiyorum, bu konu önemli ve kesin sınavda çıkar.
Düzenli azar
Sonuç olarak bir şey söylememiz gerekirse, sevgilinizle ilgilenin derim. Gördüğünüz gibi ne kadar ve ne zaman sorularının cevabı henüz İsviçreli bilim adamları tarafından da bilinmiyor ve henüz ilgilenmemeniz durumunda oluşan reaksiyonun panzehiri de yok. Ya kadınlar erkeklerin flört sırasındaki istikrarlarını sürdürememelerini kanıksayacaklar ya da biz düzenli olarak azarımızı işiteceğiz.
Bu yazıda oluşan muhtemel bir merakı da gidereyim:
Hayır, ilgilenmediğimiz zamanlarda da birilerini sevebildiğimizi anlatmamızın bir yolu yok maalesef.
Güray Gürsel
Alıntı
İlk slayt gösterisi
O bahsettiğim “Daha ne yapayım yahu?” cümlesinin sonrasını yazmaya gerek yok. Özellikle yeni başlayan bir ilişkinin ilk zamanlarındaysanız hemen flört döneminde yaptığınız komplimanlar, yazışmalar önünüze bir slayt gösterisi olarak getirilecektir. Muhtemelen başlıktaki cümle kurulduğunda sizin çok sevdiğiniz ve onun hiç sevmediği bir şeyi yapıyor olduğunuzdan (maç izlemek, arabanızın bir üst modelinin teknik özelliklerini incelemek gibi) belgesellerde gördüğümüz, iki gözüyle iki farklı yere bakan kuşlar gibi, iki tarafla da bağı koparmamaya çalışırsınız. Ve son darbe de gelir: Bak hâlâ beni dinlemiyorsun!
Sen Teoman mısın?
Peki kadınlarla ne zaman ve ne kadar ilgilenmeliyiz? Şahsen bunu bilseydim sizinle paylaşmaktan gurur duyardım ama söyleyebileceğim tek şey; istedikleri zaman ve istedikleri kadar olabilir. Sizinle flörtleşirken anlattığı, bir önceki sevgilisi Teoman’ın aşırı ilgisinden sıkılmasını sakın dillendirmeyin, “Sen Teoman mısın?” kontrasını yer ve başınız öne eğik bir biçimde santra yaparsınız.
Politikacı Nil, bir nevi
Bir başka akla gelen ama söylenmemesi gereken şey de “Canım şu an seninle ilgilenmek istemiyor”dur. Tam olarak bunu düşündüğünüz halde, söylemeniz durumunda yeni bir ilişki için evlilik programlarına muhtaç olacağınız bu cümleyi, kadınlar sadece “single” olduklarında çok doğal bulurlar. “Sevgilim sıkıldığında bana söyleyebilmeli, arada ayrı takılmamız lazım, ben yapamam öyle” diyen o Nil Karaibrahimgil gibi kız, sevgilisi olduğunda standart bir politikacı gibi tüm vaatlerini unutacaktır. İşin ilginç yanı, bu pazar seçim olsa yine ona oy verirsiniz.
Ne alakası var!
Bir başka değinilmemesi gereken konu da kadının kendine özel yapısal değişikliklerine gönderme yapmaktır. Her kadın ortada bir sorun yokken ve kendi aralarında konuşurken regl olmanın ruhlarında yarattığı sarsıcı durumdan ve büyük değişimlerden bahsedebilir ama sizinle ettiği kavgada bunu gündeme getirirseniz karşılaşacağınız şey “NE ALAKASI VAR!” olacaktır. Bakın büyük yazdım, dikkatinizi çekiyorum, bu konu önemli ve kesin sınavda çıkar.
Düzenli azar
Sonuç olarak bir şey söylememiz gerekirse, sevgilinizle ilgilenin derim. Gördüğünüz gibi ne kadar ve ne zaman sorularının cevabı henüz İsviçreli bilim adamları tarafından da bilinmiyor ve henüz ilgilenmemeniz durumunda oluşan reaksiyonun panzehiri de yok. Ya kadınlar erkeklerin flört sırasındaki istikrarlarını sürdürememelerini kanıksayacaklar ya da biz düzenli olarak azarımızı işiteceğiz.
Bu yazıda oluşan muhtemel bir merakı da gidereyim:
Hayır, ilgilenmediğimiz zamanlarda da birilerini sevebildiğimizi anlatmamızın bir yolu yok maalesef.
Güray Gürsel
Alıntı