This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bir avukat kuyusunu öğretmene sattı. İki gün sonra avukat öğretmene geldi ve dedi ki, "Efendim, kuyuyu size sattım ama içinde suyla değil !" Suyu kullanmak istiyorsanız ekstra ödeme yapmanız gerekecek. "
Öğretmen gülümsedi ve cevap verdi: "Evet, ben de size gelecektim. kuyumdan suyunu al yoksa...
Bugün biri bir yere giren çıkan belli değilse, “Burası da Dingo’nun ahırı mı?” deriz ya...
Peki bu deyim nereden çıkmış biliyor musunuz?
Zaman, İstanbul’da atlı tramvayların cadde boyunca takır takır ilerlediği yıllar...
Tramvaylar iki atla çekiliyor ama mesele Şişhane Yokuşu’na gelince iş...
Siz sokak köpeklerini bilmezsiniz.
Tanrı’nın heybesinden paylarına düşen
15 yıllık ömürlerini asla tamamlayamazlar.
İtile kakıla, horlana taşlana geçen kısacık bir zaman diliminde
bir güncük bile köpek tadında yaşayamadan,
göç edip gidiverirler bu dünyadan.
Siz sokak köpeklerini bilmezsiniz...
Eşek bir defa gittiği yolu
asla unutmaz, bu yüzden değerli
ve makbul kurban sayılan
"develere kılavuzluk" yaparlar...
Eşek,
bir mühendis gibi yokuşları
matematiksel bir eğimle
katederek, kısa mesafeleri de
virajlar alarak çıkar.
Eşek,
bir kere düştüğü çukura
ikinci kez düşmediği gibi,
bir kere...
EMİNÖNÜ- Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor.
TAKSİM- Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
ÜSKÜDAR- Bizans devrinde, Skutari denilen asker...
Merak müthiş bir duygudur. Araştırmak, incelemek, derinlemesine.) Hadi gelin Tarih kokan Taşı toprağı altın dediğimiz Istanbul'un semtlerin isimleri nerden geliyor.?
ŞİŞLİ- Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla...
Donmuş balık fabrikasında bir işçi çalıştırıldı Bir gün işini yaparken içerideyken yanlışlıkla buzdolabının kapısını kapattı. İmdat diye bağırmaya başladı ama iş günü sona ermişti ve fabrikada kimse kalmamıştı. Bunu fark eden donarak ölmek üzere olduğunu anladı.
Ancak bir noktada fabrika bekçisi...
İki çocukla çok genç dul kalmıştı. Köyde nereye çıksa önünü biri kesip laf atıyordu.
_ Çok genç dul kaldın güzel kadınsın bana varırsan seni yaşatırım .... cinsinden laflardan sıkılmıştı.
Tarlaya kadınlarla mısır kırmaya gittiğinde tarla sahibi de
onu tacize yeltenmiş, eline aldığı taşlarla onu...
ÖMER HAYYAM'IN KEHANETİ !!!!
1048 - 1131 yılları arasında yaşayan İranlı şair, yazar, matematikçi, filozof ve astronom Ömer Hayyam, sanki her devire uysun diye, 900 yıl önce aşağıdaki dörtlükleri yazmış...!
*
Celladına aşık olmuşsa bir millet,
İster ezan, ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü...
Sessiz Gemi'yi tabut ile ilişkilendirip ölüm yolcusu bildik hep. Oysa üstad Yahya Kemal için ölümden de beterdi.
Ayrılıktı.
Üstad Yahya Kemal, Nazım Hikmet adlı gencin evinde kendisine Türkçe şiir dersleri vermeye başlar.
Aradan günler aylar geçer ve üstad
Yahya Kemal Beyatlı o gencin annesine...
Ahlak filozofu Sokrates, 51 tane jürinin önünde yargılanmış ve idam kararı verilmiştir.
İnfazı "baldıran zehiri" ile gerçekleşecektir .
Sokrates'in sevenleri,
"seni hapishaneden kaçıralım" diye haber yollarlar.
"Bu ahlâksızlıktır" der ve kabul etmez.
Uydur kaydır sözlere başvur jüri seni...
Neyzen Tevfik, ciğercinin önünden geçerken,
parası olmadığı halde içeri dalar ve iki porsiyon
ciğeri götürür, sonra garsonu çağırarak
parasının olmadığını, sonra vereceğini söyler.
Şef garson kabul etmez. "Ya parayı verirsiniz
ya da bu gün bulaşıkları siz yıkarsınız" der.
Neyzen : “Öyleyse...
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler
Yavaş yavaş ölürler
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini...
1916 senesinde 19 yaşında genç bir delikanlı Erenköy’de yürümektedir. Talimgah denilen yerde bir kalabalık fark eder.
Kalabalığa yanaştıkça bir müzisyenin enstrümanından yükselen melodiyi duyumsar. Yaklaşır. Delikanlı, enstrümandan yükselen tınıya gözlerini kapatarak huşu içinde bir süre zevkle...