Mayis60FM - Şarkı Sözleri , Flatcast Tema

This is a sample guest message. Register a free account today to become a member! Once signed in, you'll be able to participate on this site by adding your own topics and posts, as well as connect with other members through your own private inbox!

Çocukluğum Kuzguncuk’ta geçti.

jeuseit

Paylaşımcı Üye
Katılım
24 Şub 2014
Mesajlar
679
Tepkime puanı
0
Puanları
0



"Çocukluğum Kuzguncuk’ta geçti. Kuzguncuk’taki İsmet Baba lokantası hayatımın ayrı yerindedir.İsmet Baba benim babamla karşılıklı oturup içtiğim ilk meyhane. On yedi yaşındaydım.
Babam inançlı bir adamdı ama Müslüman geleneklerini uygulamayan bir adamdı. Annemin iftarda sofrasını hazırlardı, kendisi mutfakta rakı içerdi.
Çok şahane bir şey anlatayım bu konuyla ilgili: Dedem bana sureler öğretiyor, teravih namazına gidiyorum, Ramazan’da oruç tutuyorum. On yaşındaydım babama bir gün gidip dedim ki “Baba sen niye oruç tutmuyorsun?”. “Oğlum senin
büyük baban da, onun babası da, bunlar biri Çakır Hoca, diğeri Çolak Hafız. Dindar bizim soyumuz. Ben de bilirim Müslümanlığı. İnançlı bir insanım. Annen orda ezanı bekliyor. Zeytinle ya da bir bardak suyla orucunu açtığında kendini Allah’a çok yakın hissediyor. Ben de bu rakıyı ağzıma değdirdiğim zaman kendimi yakın hissediyorum.” dedi.
Biraz farklı bir çocukluğum vardı, disleksi diye tanımlanır şimdi. Öğrenme bozukluğu ve çeşitleri... Ama algılaması güçlü bir çocuktum. Babamın aslında ne demek istediğini anladım.
Bir yıl sonra devrimci oldum. Evet, on bir yaşımda. Ayrıca babam İsmet Baba’da şunu öğretti.
Balığı çabuk tüketiyordum, kılçıkları sıyırmadan, orasını burasını bırakırdım. Balığın, lüferin kafasıyla yarım şişe içerim geleneği vardır ya. Ben onu gördüm. Çünkü rakı sohbete eşlik eden bir şey, yemeğe eşlik eden bir şey değil. Karın doyurmak için yemiyorlar yani bir yudum içiyor, balığın kenarından yanak kemiğini, sıyırıyor.
Bunları gördüm orda ve bunları da hiçbir zaman babam “Oğlum böyle mi içilir!” biçiminde öğretmedi. “Adam gibi oturup adam gibi kalkacaksın. Doğru dürüst ayağa kalkabilmen için içki sofrasından her yudumun birbirine eş değerde olması gerekir. Bütün yudumların eşit olacak yoksa sarhoş olursun. ” dedi.
O zamanlar Bir Rum evinden gelen bir tepsi musakkaya karşılık annenin gönderdiği bir Anadolu mantısı ya da bir Ermeni evinden gelen midye dolma ve buna karşılık bir koca tabak baklava. Zeytinyağlıyı, balığı Rumların elinden, dolmaları topiği Ermenilerin elinden, hamuru Türklerin, eti Kürtlerin elinden yiyeceksin. Elden ele, komşudan
komşuya, cenazede, mutlulukta, bayramda bunlar paylaşılırdı ve bunun farkına varırdın.
Tabii yemekler, tatlılar. Bu renkler gitti, tatlar gitti, komşulara
dağıtılan irmik helvaları, paskalya çörekleri, yumurtalar… Mesela dedem hacıydı ama Paskalya zamanı yumurta tokuştururdu benim arkadaşlarımla, yılbaşında başına kukuleta takardı, yılbaşı kutlanırdı ama Kandil’de de radyo başına geçilip Kandil dinlenirdi. Mevlitlere gidilirdi, kilisedeki düğünlere giderdi bu hacı hocalar, anneanneler.
Yakın biri öldüğü zaman bizim mevlit olurdu Rumlar, Ermeniler, Yahudiler başörtüsü takıp bizim eve gelir, duaya katılırdı. Bir kültür yok oluyor, bu iç içelik, bu koskoca Anadolu kültürü bizim gözümüzün önünde paramparça edildi. Tabii bunu hiç yaşamayanlar var. Benim şansım Kuzguncuk’ta doğup büyümem oldu. Başka bir semtte doğup büyüseydim belki bunların hiçbirine tanık olmayacaktım. Ama “ne yazık
ki” bu güzelliklere tanık oldum. Ne yazık ki diyorum çünkü onun kaybına tanık oluyorsun aynı zamanda."
Uğur Yücel
 

Eylül

Administrator
Sayfa Yöneticisi
Katılım
26 Ocak 2013
Mesajlar
4,217
Tepkime puanı
124
Puanları
63
Jeuseit, seçtiğiniz resimler ve yazdığınız onca güzelliklerle dolu kelimeler, cümleler, şiirler, yazılar harika hepsi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Emeğine sağlık.
 
Üst